Pera'm,
İlk kez sen, ben ve baban tatile çıktık 2 Nisan 2016'da. Haftalar öncesinde başladı heyecanı içimzde.Hepbirlikte Antalya'ya gittik, herşey dahil bir otele. Bu senin ilk uçak heyecanın oldu aynı zamanda. İlk kez uçağa bineceğin için ben de baban da çok heyecanlıydık. Tüm önlemleri almıştık. Emzik ve sütle dolu bir biberon. İnişte ve kalkışta sütünü içecektin,istemezsen de emzik verecektim. Kulaklarında basınç olmaması için bunları yapmamız lazımdı. Gün geldi ve heyecanla sabahın 5'inde yollara düştük. havaalanında kahvaltı yapıp uçağımıza bindik. Çok da keyifli bir uçuş oldu. Rötar yapmasaydı uçağımız çok daha rahat olacaktı fakat uçağın içindeyken bir buçuk saat rötar olunca üzerine de 45 dk lık bir uçuş eklenince tabii ki biraz sıkıldığın için hareketlenmek istedin. En doğal hakkındı aslında. Uçak kalktıktan bir sure sonar uyudun zaten babanın kucağında. Çok tatlıydın. Keyifle seyrettim senin tatlı hallerini:) İniş anonsu yapılınca uyandırdık seni ve inerken kulaklarında çok ağrı oldu. Kıyamam içim eridi resmen o halini görünce. İki elinle birden kulaklarını tutarak ağladın dakikalarca. O kadar da önlem almıştık halbuki ama yetersiz kaldı herhalde. Bir sure sonar geçti ama seni sakinleştirebilmek, acını dindirebilmek biraz zaman aldı ya da bize çok uzun sürmüş gibi de gelebilir. Sen acı çekerken elden hiçbirşey gelmeme duygusu çok yıpratıcıydı bizim için.
Zor da olsa inişi tamamladık ve havaalanından otele transferimizi gerçekleştirdik. Otelde en güzel odayı verdiler bize sağolsunlar. Senin gibi tatli mı tatlı, şirin mi şirin bir kızı görünce, otelde de müsaitlik varmış verdiler en ön ve en güzel odayı. Full deniz manzaralı, önü açık bir odaydı. Veee, otelin aquaparkına bakıyordu. Her Sabah uyanır uyanmaz, yatağından kafanı uzatıp, "anne-baba, bıcı bıcı" demen bizi bizden alıyordu. Güne gözümüzü bu sesle açtık her gün. Hee birkaç gün sonra da havuzdan sıkıldın büyük ihtimalle, şuna döndün: "anne-baba, paaark" :) O kadar tatlıydın ki anlatamam. Gerçekten anlatılmaz yaşanır. Mümkün olduğunca çok video çekmeye çalışıyoruz ama böyle spontan olayları yakalamak tabii ki imkansız. Bazen babana "evin her tarafına kamera döşesek de şu anları kaydetse bir bir" diyorum:)"
Gün boyu dışarda olmak sana o kadar iyi geldi ki. Tabii ki hepimize çok iyi geldi tatil kafası.Düşündüğümüz tek şey anın tadını çıkarmaktı. Sabah senin güzel sesinle güne başlayıp, restaurantta kahvaltı, sonra biraz havuz keyfi, sonra biraz parkta oyun, ogle yemeği ve uyku. Günün ilk kısmı böyle geçiyordu. Sen uyurken de biz babanla biraz özel zaman geçirdik. Ben şezlongda biraz güneşlendim, müzik dinledim(Senin ihtiyaçlarını düşünmekten kendime kitap almayı unuttuğum için hiç kitap okuyamadım:)) baban da bu saatlerde longboard yaptı. Sonra sen uyanınca yine biraz havuz, biraz park darken akşam yemeği saati geliyordu. Odaya gidip, duş alıp, hazırlanıp yemeğe gidiyorduk. Tatil boyu restaurantta yemek yemek çok zor oldu. Mama sandalyesine oturmayı reddettin, yemek yemeyi reddettin, hiçbirşey yemek istemedin. Galiba kalabalıktan sıkıldın. gerçekten de çok kalabalıktı.
Geceleri ise, birlikte otelin içinde sahil boyunca yürüyüşe çıkıyorduk, sen pusette uyuyunca bir-iki saat birşey içip odamıza geçiyorduk. Fiziksel olarak çok dinlenmeli bir tatil olmadı, hatta belki normalden bile daha yorucu olmuş olabilir ama o kadar keyifli zaman geçirdim ki anlatamam. İlk kez üçümüz ailecek tatile çıktık ve inanılmaz eğlenceli geçti. Seninle yaşadığım her an benim için ekstra keyifli, ekstra lezzetli:) Seni çok seviyorum canım kızım. İyi ki varsın canımın içi.
Yaşadığımız keyfi ve mutluluğu fotoğraflarla anlatmak daha kolay galiba, ne dersin? :)
Annişin Nilo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder