CANIMIN İÇİNE ÖZEL BİR GÜN DAHA...
Güzel kızım, doğumun bizim için öyle anlamlı ki 1. yaş doğum gününü defalarca
kutladık. İlk 25 Ağustos'ta Yalova'da, 26 Ağustos'ta İstanbul'da babaannenle,
sonra da biraz gecikmeli de olsa tüm sevdiklerimizle 13 Eylül'de kutladık.
Hummalı bir çalışma yattı tabii bu son doğumgününün ardında. Yirmibeş kişi
davetliydi en can arkadaşlarımız, aile bildiklerimiz, sen doğmadan önce ve
doğduktan sonra hem kötü hem güzel günlerimizde bizimle tek yürek olan can
dostlarımızla birlikte olmak istedik.Tabii ki böyle büyük bir organizasyon
büyük bir çalışma gerektiriyordu. Önce hem sana hem kendime bir tütü hazırladım
aynı renklerde. Sonra da babana, sana ve kendime birer t-shirt tasarladım. Eee,
aile olarak hepimiz bir örnek olup doğum günü sahibi olduğumuzu göstermemiz
lazımdı:) Sonra Selgün Teyzenin bilgisayarda tasarımlarını hazırladığı
ozalitlerin çıktısını almaya gittim ozalitçiye, poster,sticker, peçetelik,
amerikan servis. Misafirlerimize günün anısına küçük hediyelikler de hazırlamak
istedim. Kumaşçıya gidip konseptimizin renklerine uygun kumaşlar alıp, Deniz
Teyzemizle birlikte lavanta keseleri diktik. Sonra anneannenle evde o keselerin
içlerini lavantayla doldurup, üstlerini süsledik. Diğer bir hediyelik de küçük,
şirin cam şişelerdi tatlı bıdığım. Üzerlerine senin fotoğrafının olduğu stickeri
yapıştırıp, süsleyip, içlerine duş jeli doldurdum. Çok tatlı görünüyorlardı.
Üçüncü ve son hediyeliğimiz de kitap ayraçlarıydı. Üzerinde Defne Pera 1
yaşında yazan küçük kitap ayraçlarının süslemesi için seramik hamurundan minik
yıldızlar yapıp, konseptin renklerine uygun boyayıp, kitap ayraçlarının ucuna yapıştırdım. Ve son olarak artık sıra
doğumgünü kurabiyelerindeydi. Büyük bir özenle kurabiyelerini pişirdikten
sonra üzerlerini şeker hamuruyla kaplayıp ismini yazdım. Harika görünüyorlardı.
Artık herşey hazırdı. Sıra o büyük güne gelmişti. Aslında doğumgününü senin vakit geçirmekten çok hoşlandığın Özgürlük parkında yapmaktı hayalim, herşeyi ona göre ayarlamıştım. Fakat o gün o kadar yağmurluydu ki evde yapmak zorunda kaldık. O kadar çok insan bizim eve sığamayacağı için de babannenin evinde yaptık kutlamayı. Sağolsun bize evinin kapılarını açtı bu güzel günde. Sabah erkenden gidip bütün süslemeleri, hazırlıkları yaptık. Şimdi tüm bunları okurken" pasta yok mu'' diye düşünmüş olabilirsin. Olmaz mı, tabii ki de var. Sana henüz yapay şeker vermediğim için, sıradan bir pasta yapmak çok anlamsız olacaktı, zira sen kendi pastanı tadamayacaktın bile. Bir de her zaman farklı birşeyler yaparak, yen, bakış açısı geliştirme meraklısı olan annişin,yani ben:) değişik birşey bulmalıydım değil mi?Aynen de öyle yaptım. Kızım içinen faydalı, en yaratıcı ve en eğlenceli pasta fikrini buldum araştırıp. Meyveden pasta:) Harika bir pasta oldu. Mutfaktaki hünerlerini sergilemek üzere babişkona tüm malzemeleri verip, fikrimi anlatınca, bütün marifetini gösterd, o da. Harika bir doğum günü pastasıçıktı ortaya.
Hazırlıklar sona erdi ve davetlilerimiz teker teker gelmeye başladılar ve pek tabii bütün ilgi senin üzerindeydi. O kadar tatlı görünüyordun ki anlatamam. ''Bir sürü insan gelmiş, hepsi de benimle ilgileniyor, noluyor acaba?'' der gibi bakışlar atıyordun etrafa.
Herkes geldikten sonra bir hogeldiniz konuşması yapıp, pastanı üfleyipkestik aşkım. Çook güzel saatler geçirdik birlikte. Sonra da hediye açma seremonisi yaptık. Herkes topladık, gelen paketleri tek tek açıp teşekkür öpücüğü verdin. Tatlı bıdığım çok eğlendi paketleri açarken ama oyuncaklardan çok hışır hışır eden hediye paketleriyle daha çok ilgilendin kuzum. Çok tatlıydın.Bayıldım o haline:)
Gün sonunda herkesle sohbet edip şirinliklerini gösterip, küçük arkadaşlarınla ve yeni oyuncaklarınla oynadıktan sonra misafirlerimiz bize veda edip ayrıldılar. Günlerce, gecelerce hazırladığım, yeri geldiğinde yetişmeyecek diye endişelendiğim,o çoookkk büyük gün harika bir sona ermişti. En önemlisi, tatlı kızım, prensesim, sevgilim, çok mutlu bir gün geçirmişti.
İşte o muhteşem günden bir kaç fotoğraf. Keyifle bak güzel kızım benim.
Seni çok seviyorum,
Annişin Nilo:)